Pazartesi, Kasım 09, 2009
Avon süper curlacious maskara
Pazar, Kasım 08, 2009
Avon perfect wear eyeliner
Birde şöyle bir sürünüp çekineyim dedim umarım belli oluyodur malum benim temamda resimler pek detaylı gözükmüyor ama idare ediyoruz işte. bu arada göz kapağımdaki küçük kırmızı damarları görünce bende şok oldum merak etmeyin normalde yok onlar yorgunluktan olsa gerek:(
hadi simyaser kaçar:) mutfaktan çok güzel kokular gelmeye başladı nolur biri beni durdursun.
Tekrar görüşene dek sevgiyle kalın...
Perşembe, Ekim 29, 2009
Pofiş 100 izleyiciye ulaşmışş:))
Makyaj Günlüğü Hediye Yağmuru
Çarşamba, Ekim 28, 2009
Özledim Bloğumu yaaf
Yokluğumda bana ulaşan, arayıp soran, nerelerdesin zuzu demeyi unutmayan dostlarıma çoook teşekkürler.
veee son olarak özeldende bana ulaşabilmeniz ve her türlü soru ve sorunlarınızı yöneltebilmeniz için beni şu adreslerde bulabilirsiniz.
simyaser1@gmail.com
simyaser@hotmail.com
Tekrar görüşene dek sevgiyle kalın...
Pazar, Ekim 04, 2009
Hiç bir şeyden çekmedi dünyada siyah noktalardan çektiği kadar
Cuma, Ekim 02, 2009
Mübarek sanki 23 Nisan müsamereleri
Perşembe, Ekim 01, 2009
kozmetikte pratik bilgiler-2- :)
Gelelim asıl anlatılacaklara, bunu nerden ve ne zaman öğrendim hiç bilmiyorum ama ne zamandır aklımdaydı bloğuma yazmak. Çünkü benim gibi uyum meraklılarının beğenceğini düşündüğüm bir fikir. Şöyle ki; önemli bir gece için hazırlanıyorsunuz elbiseniz, ayakkabılarınız, küpeleriniz, hatta elbisenizin rengi ile eşinizin kravatı bile bir uyum içinde :p saatlerce uğraşıp süperde bir göz makyajı yaptınız ama tırnaklarınızın o geceki halinizle alakası bile yok işte böle bir durumda tırnaklarımız ve göz makyajımızı uydurmaya koyuluyoruz. İhtiyacımız olan beyaz renkli bir oje ve göz makyajımızda ağırlıklı olarak kullandığımız farımız. Ben sizlere nasıl yapıldığını göstermek için flormarın 86 numaralı yeşil farı ile golden rose paris 4 numaralı ojeyi kullandım.
öncelikle farı toz haline getirip karışımı yapacağımız kaba koyuyoruz. ben cd kapağının üstünde yaptım ama siz daha derin ve ince bir cisimi karıştırmak için kullanırsanız daha verimli bir sonuç elde edersiniz çünkü kıvamı çok hızlı koyulaşıyor.
üstte görmüş olduğunuz toz farın üzerine beyaz ojeyi döküp karıştırıyoruz. elde ettiğiniz ojenin rengini kattığınız far miktarına göre koyulaştırıp açabilirsiniz. ama rengi tam olarak elde edebilmeniz için bir iki damlada oje inceltici kullanmanızı tavsiye ederim çünkü ne kadar far katarsanız ojenin kıvamı o kadar koyulaşıyor.
işte elde ettiğimiz oje parmaklarda... soldaki parmağımda far oranının biraz daha arttırılmış halini görüyorsunuz dolayısıyla rengi daha bir canlı ama kıvamı daha koyu olduğu için pek iyi süremediğimide görüyorsunuz;)
bu da farla birlikte görünüşü. Ne dersiniz, beğendiniz mi bu yöntemi? :)
Çarşamba, Eylül 30, 2009
Beklenen kitap çıkmışta haberimiz yokmuş
Salı, Eylül 29, 2009
Vizyondaki 2 korku filmi Veba - Şeytanın Oteli 2
Biliyorsunuz son zamanlarda bi dolu korku filmi ortalıkta boy gösteriyor (:D bu nedemekse) ama hepsini toplasanız doğru düzgün bir korku filmi etmiyor. (elbetteki Orphan ı tenzih ediyorum:) Ne yazık ki Veba da bunlardan biri oldu benim için. Doğru düzgün bir korku sahnesi bile yooook sadece ses efektleriyle korkutmaya çalışmışlar insanları desem yeridir, öle bir ses efekti koymuşlar ki adam alt tarafı kapıyı açıyor zannedersiniz 18 katlı bina yıkılıyor töbe töbe ( kabul ediyorum biraz abarttım:) Hadi korku sahnelerini de geçtim filmde herşeyin ucu açık kalıyor merak ediyorsunuz şu adam öldümü, şu kadına noldu ki... ama o merak edilen yerlere asla gelinmiyor. Filmin orjinal adı Carriers ve sağolsunlar bizde Veba diye adlandırmayı uygun görmüşler :S ama aslında filmdeki veba değil belirtileri vebaya çok benzeyen virütik bir hastalık. Bu film hele de yakın zamanda izlediğimiz bir başka salgın hastalığı konu edinen korku filmi Rec in yanında solda sıfır kalır. Son olarak yetti artık şu sıradan salgın hastalık filmleri ve anladım ki bu iş parayla değil zekayla olur diyerek bitiriyorum. Geçiyorum diğer filme...
Şeytanın Oteli 1 yi izlemediyseniz eğer, bu filmi anlamanız ve beğenmeniz pek mümkün değil, çünkü tam anlamıyla birincisinin devamı niteliğinde. İlk filmi ben vasat bulmuştum bunun içinse vasatın biraz üstünde diyebilirim. Daha merak uyandırıcı, daha heyecan verici, daha gerici... film hakkında yapılan yorumları okurken bir arkadaş 'birinci filme göre her bakımdan kendilerini geliştirmişler' demiş çokta güzel demiş. Bu sefer üşengeçliğimin esiri olup kısa bir özet geçmek yerine fragmanları ekliyorum. Affedin beni...
ha bu arada birde ımdb puanlarına bakalım;
carriers henüz 485 kişi tarafından oylanmış puanı 7.2 benim puanım 5
şeytanın oteli 2 ise 1022 kişi tarafından oylanmış puanı 6.2 benim puanım 6
2010 da şeytanın oteli 3 te geliyormuş haberiniz ola.
Pazartesi, Eylül 21, 2009
Şu rüyanın anlamını bilen varsa beri gelsin, beni bu dertten kurtarsın:(
---dış kapı-------aralık----
__salon____________MUTFAK''''balkon
Aralık diye yazdığım kısım yukarı doğru uzanan 1 metrekarelik bir alan bu aralığın sağ tarafında annemlerin yatak odası sol tarafında ise minik bir banyo var. salon yazdığım kısım aslında salonun giriş kısmı, alta doğru uzuyan bir salon. dış kapıdan içeri girdiğinizde sola doğru dönüp koridoru dümdüz gittiğinizde ise önce mutfağa giriyorsunuz ardındanda balkon kapısıyla karşı karşıya kalıyorsunuz. benim yarım yamalak Türkçemle anlatabildim umarım.
gelelim şimdi rüyaya. Ben evde yalnızım ve kapı çalınıyor açmak için kalkıyorum o sırada pencereye gözüm takılıyor hava kararmaya başlamış. kapıya geliyorum dürbünden kim olduğuna bakıyorum ama adam o kadar uzun ki dürbünden yüzünü göremiyorum sadece üzerinde siyah mont olan upuzun bir adam olduğunu görebiliyorum. kapıyı açmıyorum kimo! diye bir kaç ses sesleniyorum ama çıt yok. Bu sırada dürbünden bakmaya devam ediyorum. adam kenara çekiliyor ve görüyorum ki arkasında kızıl saçlı cüce bir kadın varmış şaşırıyorum ama kadınında yüzünü tam seçemiyorum. o sırada kendinden emin bir erkek sesi 'aç kapıyı' diyor ben 'açmıycam' diyorum. biraz daha dürbünden izliyorum onları giderler birazdan diye düşünüyorum. ama uzun boylu adam gene eski yerini alıyor ve başlıyor dürbüne bişiler sokuşturmaya ben panikliyorum ve hemen telefona koşup 155i arıyorum. Ev telefonumuz görüntülü olmamasına rağmen ben 155teki kadınla görüntülü olarak konuşuyorum ve eve birilerinin girmeye çalıştığını bir ekip yollamalarını rica ettiğimi söyleyip adresi vcriyorum ve kapatıyorum. telefonu kapattıktan sonra evde bir yerlere saklanmayı düşünüyorum ama hiçbir yer bulamıyorum en sonunda aralık diye yazdığım yere girip oraya çömeliyorum ara ara kafamı koridora uzatıp kapıya bakıyorum çünkü adam kapıyı kurcalamaya devam ediyor. Nasıl olsa çelik kapı kıramaz yauw diye avutuyorum kendimi bir taraftanda ayetel kürsi okumaya başlıyorum ama telaştan hep yarıda kesip surenin başına dönüyorum. bu sırada adam kapıda bir delik açıyor elini ordan içeri sokuyor kafamı uzattığımda elinde susturuculu bir tabanca olduğunu görüyorum balkona kaçmayı deniyorum defalarca ama gidemiyorum çünkü silahını tam o tarafa çevirmiş bekliyor ortaya çıkmamı. bu sırada hala kapıyla uğraşıyorlar seslerden anlıyorum ki kalabalıklar nerde kaldı bu polisler diye kızıyorum kendi kendime panikle. en sonunda kapıyı kırıyorlar bir kaç kişi evin içine giriyor. ben olduğum yerde dizlerimin üstüne çöküyorum 'bitti artık' diyorum kendi kendime 'buraya kadarmış'. uzun boylu adam elinde silahla gelip önümde dikeliyor ben kafamı kaldırıp yüzüne bakıyorum ama adam beni farketmiyor kafasını içeri uzatıp aralığa açılan odalara; annemin yatak odasına ve banyoya bakıyor ama ayaklarının ucunda duran beni görmüyor. O sırada diğer adamlar 'evde yok, kaçmış kız' diyorlar. ben kendi kendime söyleniyorum 'bunlar niye beni görmüyor ki? nereye saklandım acaba? nasıl beni görmüyorlar?' diyorum. ve uyanıyorum...
O kadar gerçekçiydiki hala en ufak detayına kadar hatırlıyorum sanki gerçekten yaşamışım gibi. daha öncede tuhaf rüyalar gördüm ama hiç biri bu kadar etkilememişti beni. resmen uykularım kaçıyor. manalar çıkarmaya çalışıyorum ama yok yok yok havanın akşam üzeri olması, dev gibi bir adamın arkasından cüce bir kadını görmem, adımdan daha iyi ezbere bildiğim üstelik hayatımdaki tüm panik anlarımda dilimden dökülen ayetel kürsiyi yarıda kesip okuyamamam, adamların beni görememesi... bunların hepsinin bir anlamı olmalı ama neee??? bi fikri olan beri gelsin.
Çünkü ben hayırlı bir şey olmasına dua etmekten başka bir şey yapamıyorum:(((
Pazar, Eylül 20, 2009
İYİ BAYRAMLAAAR:))
Cumartesi, Eylül 12, 2009
Body Shop Blush Trio
Ben en çok orta parmağımdaki rengi sevdim, farklı bir duruşu var.
Peki bu allığı kimlere tavsiye ederim? -özellikle esmer tenlilere ve allıkta abartılı ışıltı aramayanlara...
Az daha unutuyordum body shop bir de 12-13 Eylül tarihlerinde geçerli olmak üzere yani bu hafta sonu tüm cilt bakım ürünlerinde %30 indirim yapmış. Bayram öncesi eksiğimiz kalmasın diye;) Haberiniz ola.
Cuma, Eylül 11, 2009
Avon alışverişi ve yenilikleri
Fırçaları bir önceki kampanyada sipariş vermiştim ama yeni elime ulaştı, temsilcimin sorumsuzluğu sağ olsun. Rujum köpük ruj serisinden mango sorbet bayılıyorum bu renge çok esmer olmayan herkese yakışabilecek bir renk. Yakından bir bakalım...
Fırçalara gelince allık ve far fırçası tüy dökmüyorlar, kabuki daha ilk kullanımda 2-3 tane döktü. Yumuşacık değiller ama yüzü çizen cinstende değiller genel olarak idare eder. Ruj fırçasından bi tane daha almayı düşünüyorum en çok onu beğendim. Çantayıda süet çizmelerimle çok uyumlu olacaklarını düşünerek aldım, gerçekten çok uyumlu oldular severek kullanıcam.
Haa bu arada avon önümüzdeki ay spotlight adında yeni bir parfüm çıkarıyor. Ferah-oryantal grubunda bir parfüm ben çok beğendim ama benden başka kimse beğenmemiş heralde. Yorumlar hiç iç açıcı değil büyük ihtimalle deniycem bu parfümü ama kimse beğenmezse tatil günleri evde sıkar kendi kendimi koklar dururum :D şimdilik bu kadar tekrar görüşene dek sevgiyle kalın.
Salı, Eylül 08, 2009
ORPHAN (EVDEKİ DÜŞMAN)
Kim böle şeker bir kızdan şüphelenebilir ki:)
ben geeeeldiiiim:)
Çarşamba, Eylül 02, 2009
Beni ararsanız çalışma masamdayım :S
Simyaser
Pazartesi, Ağustos 31, 2009
Blog dünyası böle yarışma görmedi:)
Ebvatamı 200 ü aşan izleyici sayısından dolayıda ayrıca kutluyorum.
eeee siz daha ebvatanın yarışmasına katılmadınız mı (sakın ben daha önce bu bloğu hiç farketmedim ki demeyin düşer bayılırım vallahi :))))
Nivea T bölgesi temizleyici bantlar
Cumartesi, Ağustos 29, 2009
En yaratıcı emotion'lar ödüllendirilldi
Çarşamba, Ağustos 26, 2009
Body Shop Bizi Sonbaharda da Süsle
açıkçası farlar çok sıradan geldi bana hani kırılan farlarımızı alkolle karıştırıp pres yapıyoruz yaa öle bir görüntüleri var.
allıkların renkleri çok güzel görünüyor helede soldakinin alt kısmındaki renge bayıldım umarım yakındanda bu kadar güzeldir.
göz kalemleri sanırım göz içine çekilebiliyorlar, en güzel yanları bu olsa gerek
bunlar benim sevdiğim pembişler ama ne yazık ki Türkiye de satışları olmadığı için benim olamıyacaklar...
soldan sırayla soft heather - berry shimmer - pink ginger - golden apricot
bunlarda tr de satışı olan rujlar benim gözüme kestirdiğim pink ginger :)
bu arada sonbahar serisi sınırlı üretimdedir haberiniz ola, fiyatlar ise allıklar 37.9 farlar 27.9 rujlar 24.9 kalemler 15.9 tl .
Herkese keyifli makyajlar ...
Salı, Ağustos 25, 2009
Dikkat Aranıyor...
Pazartesi, Ağustos 24, 2009
flormar pembiş oje - meşhuuuur no 58
fotoğrafta bir ton koyu çıktı bir türlü gerçek rengini gösteremedim :(
haaa bir de bu ojenin sürülüşünden 3 gün sonraki hali, işaret parmağında tuhaf bozukluklar var siz onları görmeyin olur mu? :)
Bir korku filmi tutkununun tutkunu olduğu filmler:)
bugün bahsedeceğim filmler genelde kapalı alanlarda geçen, korkudan ziyade gerilim yönü ağır basan filmler. şimdiden söyliyeyim 2 side sevdiğim filmler o nedenle izlemenizi gönül rahatlığıyla tavsiye ederim...
1408 2007-ABD
ne desem bilemedim bi anda :) aslında bu filmle ilgili söylenecek o kadar şey var ki nerden başlayacağımı bilemedim desem daha doğru olur.
film maceraperest bir korku romanı yazarının bir sonraki romanı için malzeme arayışıyla başlıyor. adam geçmişte bir çok cinayet işlenen oteller, perili evler gibi çoğu insanın ürkeceği mekanlarda bir gece geçirerek deneyimleri doğrultusunda romanlarını yazıyor. son durağı ise dolphin otelinin 1408 nolu odası oluyor. otel müdürünün tüm engelleme çabalarına rağmen yazar onlarca insanın çeşitli nedenlerle öldüğü bu odada bir gece kalmakta ısrar ediyor ve başarıyor. odaya girdiği ilk dakikalarda anormal olan hiç bişi yok ama ilerleyen dakikalarda 1408 nolu oda ona tuhaf oyunlar oynamaya başlıyor...
gelelim benim yorumuma, filmi izlemeye başladığım ilk 1 saat sonucunda bu film benim en beğendiğim gerilim filmi olmaya adaydı ama gelin görün ki ilerleyen dakikalarda beni hayal kırıklığına uğrattı. film iki sonlu gibi bir şey olmuş adam odadan çıkıp kurtulmayı başarıyor ama sonra tuhaf bir şekilde kendini gene odada buluyor.... bunun dışında beğenmediğim bir kaç detay daha var ama genel olarak izlenilesi güzel bir gerilim filmi.
PANİK ODASI 2002-ABD
'kapalı bir mekanda insanları maximum ne kadar gerebilirsiniz ki' önyargısını yıkan ender filmlerden.
mini özet: eşinden yeni boşanmış bir kadın ve küçük kızı kendileri için aslında fazlaca büyük bir ev kiralarlar. evin en büyük özelliklerinden biri kalın çelik kolonlar kullanılarak acil durumlar için yapılmış ve akla gelebilecek tüm özellikleri bulundurmasıyla insanın ağzını açık bırakan bir panik odasının bulunmasıdır. ama ne yazık ki bu muhteşem ev anne kıza pekte uğurlu gelmez daha ilk geceden evlerine hırsız girer ve bir şekilde panik odasına sığınmayı başarırlar. şanssızlıkları bununlada bitmez çünkü deneyimli hırsızların asıl istedikleri şey panik odasında gizlidir. ve o odaya girmek için türlü yollara başvururlar...
ama hepsini geçtim sadece Jodie Foster ın oyunculuğu bile filmi kurtarmaya yetiyor.